Devlete Ait Resmi Kurumlar Nelerdir? (Bir İzmirli Gencin Gözünden)
Hadi gelin, bu yazıda devlete ait resmi kurumları keşfederken biraz eğlenelim. Hem de gündelik hayattan komik sahnelerle… Zaten İzmir’de yaşayan biri olarak, her an her şey olabilir, yani başımıza ne gelirse gelsin komik bir şekilde gelir. Şimdi bu kurumlara göz atarken, arada kendi iç sesimi duyacaksınız, ne de olsa devlete ait resmi kurumlar nedir diye düşünmek bazen insanı fazla düşündürtebiliyor, değil mi? 😅
Nereye Başvuruyoruz? Herkesin Merak Ettiği Sorunun Cevabı
Öncelikle, “Devlete ait resmi kurumlar nelerdir?” sorusunu sormadan önce, kendimize bir soralım: Bir işimiz olduğu zaman hangi kuruma gideriz? Tabii ki ilk akla gelenler, devletin her köşesinde bizleri bekleyen o ‘görevli’ arkadaşlar. Bunlar ne mi? Hadi sayalım, aklımıza geldikçe…
1. Nüfus Müdürlüğü: Kimlik Kartını Almak İçin Bir Gün Batımı
Ah, Nüfus Müdürlüğü… O kadar merkezi bir nokta ki, bir şekilde hepimizin başına gelmiştir. Bu kurum, resmen her türlü belgenin ‘bizde var’ dediği yerdir. Hatta bazen kendimi orada “Ulan ben kimim?” diye sorgularken buluyorum. Nüfus cüzdanımın kaybolduğunda veya yenisini almak istediğimde, o uzun kuyruklar, “Saat 10:00’da kapalı mı? 10:05’te neden hala burada bekliyoruz?” diyalogları başlar. Herkes sinirli, herkes stresli ama kimse sıraya girmiyor. Herkesin telefonuyla uğraşarak sıranın gelmesini bekleyişi, bir başka dramdır.
İç Ses: “Ya ben bir de ‘Hızlı çözüm’ diye geldim, eğer bir 10 dakika daha beklersem tüm hayatımı çözeceğim gibi hissediyorum.”
2. Vergi Dairesi: Para Bizi Buldum, Benimle Gel
Vergi dairesi, devletin o ‘işleri hallederken biz de sana küçük bir hatırlatma yapalım’ dediği yer. Hani şu ‘Ödemeni unutmamamız için sana hatırlatma mesajı atıyoruz’ diyen yer. Neyse, kimseyi kötülemeyelim, sonuçta vergi, işin gereği. Ama işin içine girdiğinizde birdenbire ‘nerede bu paralar?’ gibi soru işaretleri kafada dönmeye başlıyor. Hele bir de o günlerde iş yerindeki maaş kesintilerinin üzerine bir vergi yükü eklenirse… o zaman işte girmediğiniz banka hesabınız kalmaz.
Arkadaş: “Abi vergi dairesine ne zaman gideceksin?”
Ben: “Yarın… Hala kafamda ‘bu sefer de çözebilecek miyim?’ sorusu var, ama sonuçta para çok eğlenceli bir konu.”
3. PTT: Hepimizin Kendi Posta Macerası
PTT, adeta bir zaman tüneli gibi… Geçmişten bugüne postalama işlerini yönetiyor ama bazen aslında daha karmaşık bir deneyim sunuyor. “Bir paket yollayacağım” dediğinde, kimse sana 5 dakikada gidebileceğini söylemez. PTT’deki görevli, sana elindeki kağıtları bir güzel doldurttuktan sonra, sırada gelen insanları izlerken fark ediyorsun ki, herkes burada bir ‘yolculuk’ yapıyor. Bir de o klasik “Ha bir dakika, bir işlem daha yapmam gerekiyor” diyerek cebinden çıkardığı bir kağıtla işler bir anda daha da uzuyor. Her şey o kadar derin ki, gerçekten biraz fazla felsefi bir an yaşanabiliyor.
İç Ses: “Şu an gerçekten ne yapıyorum? Paket yollamak mı, felsefe yapmak mı?”
4. Trafik Şube Müdürlüğü: Ehliyet ve Ceza Deneyimi
Burası, hayatın küçük bir test alanı gibi. Ehliyet almak için gittiğinde, adeta devletin önüne çıkıyorsun. O kadar resmi bir ortam ki, insan bir anda sanki kaybetmiş gibi hissediyor. Hele sınavda ‘emniyet kemeri takmak’ gibi basit bir kuralı unuttuğunda hayatın altüst olur. Tabii, sonra ‘ceza’ meselesi de başlıyor, ki burada yine devletin işlevi devreye giriyor. Trafik cezaları ve yaptırımlar… “Ben bu yolu yanlışlıkla mı kullandım, yoksa o son bir dakika ‘hız’ biraz fazla mı oldu?” sorusu, her an kafanda dönüp duruyor.
Ben: “Abi ceza kesmişler, ama ben aslında çok dikkatliyim ya!”
Arkadaş: “O zaman niye sinyali vermedin, abi?”
5. Sağlık Bakanlığı (Devlet Hastaneleri): Doktor Mu? Psikolog Mu?
Devlet hastanesi, herkesin “Evet, bir gün başıma gelir mi?” diye düşündüğü yerlerden biri. Burada işler gerçekten hızla gelişir. İçerideki herkes farklı bir ruh haline bürünür: Bir hastalık, bir endişe, bir bekleyiş… Ama bu devlet kurumunun da aslında hayat kurtaran bir yönü var. Sağlık hizmetlerinin ücretsiz ya da çok düşük maliyetle sağlandığı bu kurum, birçok insana yardım ediyor. Ama ne yazık ki, bir gün senin de “Kan tahlili mi? Oooo, bir ay sonra sonuç alırsınız!” dediği, dakikalar süren bir bekleyişin olur.
Ben: “Valla bu kadar beklerken tahlil sonuçları yerine hayatın anlamını çözebilirim sanki.”
—
Sonuç Olarak
Devlete ait resmi kurumlar nelerdir sorusu aslında bir hayli komik ve düşündürücü bir hale geliyor, çünkü bazen yaşadığımız anlar o kadar sıradışı ki, devletin sunduğu hizmetler de bir çeşit absürtlük halini alabiliyor. Bu yazı, günlük yaşamın içindeki komik anlarla, devlete ait resmi kurumların hayatımızdaki rollerini eğlenceli bir şekilde anlatmayı amaçladı. Kim bilir, belki bir dahaki Nüfus Müdürlüğü ziyaretimizde daha gülümseyerek hatırlayacağız bu yazıyı. Ne de olsa devlet her zaman gülümsemeyi gerektirecek bir yer.